23 Aralık 2012 Pazar
Ansızın kapımda
Ne yerde kar ne ağaçta kuş...
Bulut bulut üstüne devriliyor, rüzgarla köşe kapmaca oynuyor gençlik günleri, genze dokunuyor bir rüyanın belirsizliği...
Tahiyyat gözlerim.
Ne başta akıl ne dağda vefa...
Bölüşülmemiş ekmeğin azizliğini sorguluyor titreyen eller, uzaklara taşınıyor günah, evinden sürülmüş bir müminin alnına sabır yazılıyor...
Kudüs ansızın kapımda.
Ne tilavet ne uzun susmalar...
Öksürükle sesleniyor eteklerini sarıp sarmalamış edep, çizgileri okşuyor küçük kızın yırtık ayakkabılarından saçılan parmakları, anneler acının yanıbaşında...
Boşnak basamaklar içimde.
Ne yumruk ne akşam sesleri...
Azap sesleriyle akıyor sular, gök altında isyan yer üstünde kargaşa, güneş sararıyor, zaman yolun sonunda...
Soluğum kum.
Ne müteşabih dilim ne soğuk karlar altında..
Yersizim, dost yürekler kapkara yalnızlık, utanç duyuyor ağlama duvarında dökülen tevrat, utanç duvarında dünya...
Parmaklarım sabırda.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder