Şırnaşık bakıyor yalnızlığım
Esenliğim bir vazonun hamurunda
Yağmurum, tensizim, ipe sapa gelmez
Avluda biriken karlar kadar yalnızım
Dört yol ağzında saçlarım, yön bilmez
Esnek bir kin leblerin, toprak damlar kârgir
Önce sesi gelen ırmaklarla düşleniyorum
Ödünç bir övgü, kah övünçlü bir sövgü
Senden uzak sensiz dalgasında denizin bir mısra
Dalgın başaklarda kelimeler acımtırak yüzün
Böyle. Hepsi. Fakat ve yalnız
Sokakların akından karasına karışıp
Bir tarih olan çocuklara büyüyorum
Kimseye yok vaadim. Hecelerim kısa
Ansızın uyanılan rüyalar ekşitir, taflan
Tınısı uzak diyardan yakın akla
Uçurtmamı rüzgar yırtmadı dostlar
Uçurtmamı yalın bir rüzgara berkittim
Bulutların koparttığı eleğimsağmalarda
Uzaktan baktın yolların hepsi taştan
Kuyuya düşen çocukla aynı yaştan
Anneler dışında yürekler değil mi ki taştan…
9 Şubat 2013 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder