Sayfalar

18 Aralık 2011 Pazar

Rüyalar Uyanıyor


Gözlerimde yalnızlık. Her an her yerde bulunabilecek türden. Sırta giren ağrılar gibi gözlerim. Ağır korkulu, tez canlı, tedirgin. Yordukça yoran bir uykunun kafesinden karma karışık rüyalarla alabora olup dinç ve diri kalkıldığı iddiası elbet gülünçtür. Ense kökümde Necip Fazıl'ın mısraları: "Gaiplerden bir ses geldi bu adam / Gezdirsin boşluğu ense kökünde"

Dışarıda kararsız işgalleri ile bulutlar. Ağaçların çıplaklığı bir hayli meselem uzun zamandır. Bir zamanlar ağaçlar daha yapraklarını dökmemişken yağmıştı kar da gecenin bir vakti elimde uzun bir sopa dallara vura vura karı dökmüştüm kar altında. Ağırlaşan, gittikçe ağırlaşan kar dalları kırmasın diye nice uğraşmıştım. Ve ol zaman dökülen yapraklarla mutlu olmuştum güya. Şimdi canımı sıkıyor çıplak ağaçlar. Çıplak toprak. Çıplak gök.

Güne başladığım rüyaların birisinden "İçerideki Adam"ın müziğini aldım kulağıma. (http://youtu.be/15gYfUypkPM)

Bir de şiir heybemde:

bir çiçeği uyandırmek için mi
söner bu ateşgâhlar
kaldırmak için mi yeraltını
o derin uykudan
kurur bu göl
ne var ne oluyor
neden türkü söylüyor fesleğenler
uzakta biri mi göründü
biri incil okurken düşüp bayıldı mı
bir rüya mı gördü yalnız keşişler
yeni bir ilim mi keşfedildi
ne oldu?


Ah rüknettin in kalbi için kehanetler ah...

Bana bunlar şimdilik yeter.

Kalbim rahat dur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder