18 Ocak 2012 Çarşamba
Sarkozy
Leyla ile Mecnun dizisinin as elemanı Mecnun, dizinin albenili yıldızı İsmail'e sesleniyor: "Tamam" diyor, "Haklısın, kötü söz söyle de gideyim." İsmail Abi yapıştıryor kötü sözü: "Sarkozy"
Budur işte. Ne gerek var ailesini, ecdadını karıştırmaya.
Sarkozy bir küfürdür, kötü sözdür.
Yaşa İsmail abi...
Biliyoruz ki bazı ifadeler belli bir amaçla kullanıldığında veya belli bir tonlama ile söylendiğinde hakaret ima edebilir... Güzel Türkçemiz buna örneklerle doludur. Mesela Allah'ın şişkosu desek iltifattan ziyade aşağılama vardır. Döl kelimesini alıp Fransız dölü, Ermeni dölü şeklinde kullanmak hakarettir.
Hani derler ya, "Hoha var öküz durdurur, Hoha var zelve kırdırır."
İşte bunun gibi.
Neyi dediğin kadar nasıl dediğin de önemli...
Haydi şu ifadeyi iki tarz kullanın: Kardeşim! Özürlü müsün?
Fark ettiniz mi?
Öyleyse.
Sarkozy.
Zeyl: “Sözcüklerden asla yeterince sakınmayız, öyle zararsız gibi durur sözcükler, tehlikeli bir hâlleri falan yoktur elbette, hava cıva, ağızdan çıkan birtakım sesler, etliye sütlüye karışmayan, kulaktan girip beynin o kocaman gevşek gri dokusunun müthiş sıkıntısı tarafından kolayca emilebilen. Onlardan sakınmayız, sözcüklerden, felaketler de öyle gelir zaten. Öyle sözcükler vardır ki, diğerlerinin arasına gizlenmiş taşa benzerler. Onlara öyle özel bir aşinalığınız da yoktur, oysa bir anda sahip olduğunuz hayatı, hem de tümünü birden, allak bullak ederler, hem zayıf hem de güçlü yönlerini… İşte o zaman da paniğe kapılırsınız… Çığ düşmüştür tepenize… Duyguların üzerinde sallanırsınız, öylesine, idam sehpasında gibi…” (Louis-Ferdinand Céline, Gecenin Sonuna Yolculuk, çev. Yiğit Bener, YKY, İstanbul 2002, s. 536)
Etiketler:
Sarkozy
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder