Social Icons

15 Ocak 2012 Pazar

Kör Kış


Ayakta Sümerbank ayakkabıları, bir yandan kayıp terimizden dumanlar savururken diğer yandan ıslanan ayaklarımızla donmak... Soğuk sıcak bilmeden karda çocukluğun en sıcak demlerini yaşamak, unutmamak, unutamamak... Bir gün diye başlayan cümlelerle "amma deliymişiz" eşliğinde yad etmek...

Şimdiki çocukların kar gördüğü yok ki anlatacak bir şeyleri olsun. Yazık. Belki sırf bu yüzden öfkeleniyor barajlara...
Yazık, çocuklar dağlara bakarak ne anlayabilir ki kardan?

Karsız bir Ocak gününde kardan mosmor olan ellerim ve soba karşısında feryada ram olan ayaklarım ile seneler öncesini yaşıyorum:

Bir çocuk düşüyor kömürlüğün damından. Yok düşmüyor alta yığdıkları kara atlıyor çocuk. Beline kadar kara gömülüyor. Binlerce çığlık ve gülücükler altında, kar altında...

Babası tutuyor kızağın ipinden ve birden bayır aşağı salıveriyor. Eskinin çocuklarına bir şey olmaz mıydı? Kızak değil uçak. Uçuyor. Ağzına burnuna doluyor karlar. Bir engel ile yana yatıyor kızak. Çocuk yüz üstü kar, çamur... baba gülüyor, çocuk gülüyor, kar gülüyor.

Boylarınca yükseltiyor çocuklar kar duvarlarını. Sapasağlam bir duvar, Çin seddi. Arkasına mevzileniyorlar. Bir kaçı durmadan kartopu yapıyor. Bunlar atışı iyi olmayanlar. Kar toplarının atıcıları başka. Rakibin burnunu görse yapıştırıyor hedefe. Bir kısmı çocukların, kendilerine atılan kar toplarını yakalıyor. İade edecekler ki galip geleler. Ne kadar ürüyor bu savaş? Kafa, göz ne kadar nasipleniyor kar topundan.? Takat bitiyor çocuklarda. Saatler erimiş. Birer tepik surlarına. Kahkahalar, gülücükler...

Parkların her bir ağacı sallanacak ve altındakilerin üzerine bir anda kar boca edilecektir. Gönüllü var mı? Hepiniz mi?

Dünyanın çocukları karda futbol oynuyor. Ayaklar ıslanmasın diye çorabın üzerinden poşet geçirmişler. Ellerde eldiven, başlarda şapka, önlerinde top... Kar diz boyu. Çokça ezilmiş yerlerde top sekiyor da sahanın bazı bölümlerinde top saplanıp kalıyor. Koşan topu kaybediyor, top kendini kaybediyor. Koşan gülüyor, düşen gülüyor. kaleciler gibi herkes bir yana atıyor kendini. kardan adamlar maç yapıyor. Yer beyaz gök beyaz.

Anneler çocuklarıyla yere yatıyorlar. Vücudlarının kalıplarını çıkartıyorlar çocuklarıyla. Çocuklar o kadar seviyorlar ki bu işi her yerde minik bedenleri, minik kalıpları...

Bir şair sabah daha şehir uyanmadan kaldırımlara vuruyor kendini. Sıkıca giyinmiş. Ayaz. Kar. Başı öne eğik. Yüreği yangın yeri. Bakir alanlara basıyor, kar eşlik ediyor, kar şiiri dinliyor şair. Kim bilir kaçıncı kez geçiyor sevgilinin penceresi önünden. Bütün serçeler, kaldırım taşları biliyor, sevgili hiç...

Karsız bir ocak günü. Ama kar kokuyor hava. Bunu biliyorum. Kar umuyor çocuklar. Bunu da biliyorum. Kar, çocuklar için heyecanda. Bismillah...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates