Okulda bir haftayı devirdik bile.
Yeni okul, yeni çocuklar, yeni mesai arkadaşları...
Hasılı her yeni ile değil hep yeni ile karşı karşıyayız eğitimciler olarak.
Çocukların gözlerinden ışıltılar yayılıyor. Zihinleri berrak ve aç. Kalpleri daha saflığını muhafaza ediyor.
Bu elleri bırakmamak, bu elleri boş çevirmemek birinci önceliğimiz.
Her söz herkeste aynı etkiyi göstermeyebilir.
Her konuyu herkes aynı derecede anlamayabilir.
Her öğrenci "zehir" gibi olmayabilir.
...
Ama hepsi bir kişilik.
Hepsi bir emanet.
Bıkmadan, usanmadan eğilmek gerek yüreklere. Her çabanın illa ki bir yansıması, bir karşılığı, bir alıcısı olacaktır.
Belki hemen.
Belki nice zaman sonra.
Karşılık daima olacak ve bizleri diri tutan, umuda salan biraz da bu karşılıklardır.
Seneler ve seneler sonra karşınıza çıkan birisi size: "Hocam, şurada, şöyle demiştiniz" diyecek ve gözleriniz dolu dolu "elhamdülillah" diyeceksiniz.
"Hocam, siz oldum."
"Hocam..." O gözler, o sözler. Yalansız. Yapmacıksız. Çok samimi.
Atmosferde kaybolan bir şey yok. İyilik inşa etmeye, şefkatle ekip dikmeye, aşkla yürümeye devam...
Yine de şöyle bir tebessüme kulak vermeliyiz eğitimciler olarak:
Bir profesör konferans vermek üzere salona girmiş. Ama bakmış ki salon, ön sırada oturan seyis dışında boşmuş. Konuşup konuşmama konusunda tereddüde düşen profesör sonunda seyise sormuş:
-Buradaki tek kişi sensin. Sence konuşmalı mıyım, yoksa konuşmamalı mıyım?
Seyis cevap vermiş:
-Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan anlamam. Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim.
Bu sözlere hak veren Profesör konferansa başlamış. İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş, konferanstan sonra da kendini mutlu hissetmiş, dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylanmasını isteyerek sormuş:
-Konuşmamı nasıl buldun?
Seyis cevap vermiş:
-Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim. Eğer ahıra varmışsam, biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim; ama elimdeki tüm yemi de ona dökmezdim!
"Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladığı kadardır."
24 Eylül 2016 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder