Social Icons

18 Ekim 2012 Perşembe

Kibrît-i Ahmer

Okurken karşıma çıktı.
Biraz araştırdım. Üzerine makaleler yazılmış, dikkate alınmış. İnsan buna da mutlu oluyor.
Oradan, sayfalardan şöyle sesleniyor bize Kibrît-i Ahmer:

... / ...

“Kibrît-i Ahmer” tamlamasının Türkçe karşılığı, “kırmızı kükürt”tür. Kükürtün sarı ve beyaz türleri de vardır. Lügat-i Remzî‟de “iksir” anlamı verilen söz konusu terim, eski kimyaya göre madenleri altına dönüştürmeye yarayan madde/cevher anlamına gelir. “Kibrît”in bir anlamının da altın olduğunu hatırlatalım. Kâmus-ı Türkî yazarının “altın” anlamı verdiği kibrît-i ahmeri Muallim Nacî, “Eski kimyagerlere göre pek az bulunur bir iksir” şeklinde anlamlandırmıştır.

Efsanevi bir mahiyet taşıyan kibrît-i ahmer, rivayete göre güneyde, denize yakın
bölgelerde nadiren bulunur. Bu sebepten eşi emsali bulunmayan bir insana “kibrît-i ahmer” derler. Kimyada kibrît-i ahmer, dönüşümü bizzat sağlayacak olan cevher
anlamında kullanılır. Bu terim zamanla mistik bir boyut kazanarak olgunlaşmayı ve
mükemmelleşmeyi ifade eden geniş bir anlam kazanmıştır. Bilgelerin düşüncesine göre altın, olabilecek en temiz kükürtten doğmuştur. Kükürtün biçim ve renk verme özelliği
vardır.

Rivayete göre Süleyman peygamberin yüzüğünün taşı kibrît-i ahmerden idi. (Rivayete göre yüzüğün üzerinde üç satır vardı:
1. Bismillâhirrahmânirrahîm,
2. Lâ ilâhe illa‟llâh,
3. Muhammedün rasûla‟llâh
)

Bu yüzük önceden Âdem peygamberin elindeydi; kendisi dünyaya indirildiğinde, yüzüğü arştan bir rükne koydu. Süleyman peygamber zamanında, Cebrail, yüzüğü Allah‟ın fermanıyla getirip Süleyman peygamberin parmağına taktı. Süleyman peygamber, üzerinde ism-i a'zam yazılı bu yüzük ile insanlara, cinlere, hayvanlara ve rüzgâra hükmediyordu. Bu rivayete göre kibrît-i ahmerin mevcudiyeti Âdem peygambere kadar gider.

Kibrît-i ahmer, tasavvufi düşüncede çeşitli anlamlarla yer edinmiştir: Sözü edilen terim, tasavvuf terminolojisinde sık sık velinin ulaştığı yüksek derecenin kemalini ifade etmede kullanılır. Başka bir görüşe göre kibrît-i ahmer, marifetullaha vukufiyet ve onun gerektirdiği gibi yaşamaktır; marifet, kibrît-i ahmer gibi ele zor geçen kıymetli bir nimettir. Allah dostları ve tasavvuf büyükleri de kibrît-i ahmer olarak görülürş. Terimin bir başka anlamı da ilahî hakikat, buna aşina olmak ve hakikati yaşamaktır.

(KİBRÎT-İ AHMER )

... / ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates