Hz. Ömer arkadaşlarına sordu:
-Allah’ın kabul edeceği tek bir dileğiniz olsa ne isterdiniz?
Çoğu;
-Çok altınım olsa da sadaka dağıtsam, dedi.
Hz. Ömer'e sordular, dedi ki:
-Ubeyde b.Cerrah, Muaz b. Cebel, Huzeyfe b.Yeman gibi bir oda dolusu dost isterdim.
Dost istedim.
Dostlarım çok olsun isterdim.
Ama öyle böyle değil Ubeyde b.Cerrah gibi, Muaz b. Cebel gibi, Huzeyfe b.Yeman gibi dostlarım olsun isterdim.
Kaldırıp başımı bakıyorum.
Fuzûlî bir taraftan sesleniyor:
Derd çoh, hem-derd yoh, düşmen kavî, tâli’ zebûn."
Yani, “Dost vefasız, felek acımasız, dünya karışık
Dert çok, dert ortağı yok, düşman güçlü, talihim âciz”
Mevzûun diğer tarafına dolaşıp şu soruya cevap vermek elzemdir: "Sen kime dostsun, nasıl dostsun?.."
Hz. Ömer gibi iyi bir dost olamadan iyi bir dost bulabilmenin mümkün olmadığı dönemlerdeyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder