9 Şubat 2012 Perşembe
Elia Kazan ve
Bazen Germir'in içinden geçerim. Daracık yolları, eski taş evleri, cevizleri ve içine sığındığı dere yatağı ile Germir artık merkez ilçelerden birine bağlı mahalle statüsünde. Bu beni ilgilendirmiyor. Büyükşehir namlı zorba durmadan kendine araziler buluyor, Afrika'yı sömüren kolonistler gibi beldelerin her türlü kaynağını emiyor. Büyükşehir kendi gibi berbat bir renge boyuyor coğrafyayı.
Geçelim. Bütün kötülükler gibi.
Eski Kayseri resimlerine bakarken rastladığım bu resim, kadim dostum Hasan Erkan'ın Germir'de soluklandığı rüzgarlı günü çağrıştırdı.
Sonra Elia Kazan ve:
Babasının Kayseri kapalı çarşıda dükkanı varmış, esnaf çocuğu. Babasının Kayseri ile alakalı yazdığı acıklı bir vasiyeti var. Şöyle ki;
"Anadolu'yu bir kere daha görmek istiyorum. Anadolu'daki dostlarım beni bekliyorlar. Orada bir adamın bahçesine gitmek istiyorum. Bu adamın bir bahçesi var. İçinde her çeşit meyve bulunuyor. Kışın da tepenin yamacındaki evde oturur, ağaçlara göz kulak olabilmek, iyi bakabilmek için. Yazın bu ağaçlar meyve verir."
"Şimdi kayısılar vardır. Orada ağacın altında oturmak ve bir dalı ağır ağır kendime eğmek istiyorum. Sonra da tak! ufak yumuşak meyveyi koparırım. Kolayca kopar. Çünkü kopartılmaya hazırdır.Buradaki gibi değil. Buradaki güzel görünür, tadı yok! Bu Türk'le oturacağım, bu ihtiyar adamla. Ben de ihtiyar bir adamım. İkimiz oturup birlikte meyve yiyeceğiz ve huzur içinde olacağız. Son isteğim bu."
"Beni uçağa bindir. Ondan sonrası için meraklanma. İnsanlar bana bakarlar. Sen söylentilere aldırma. Türkler çok iyi insanlar. Komşu gibi beni adamın bahçesine götürürler. Dünyada tek isteğim bu. Beş dakika..."
Siz ne istersiniz?
Etiketler:
Elia Kazan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder