Social Icons

16 Şubat 2012 Perşembe

Cereyan

Önce Sezai Karakoç'a selam verelim:

Sen yolunu kaybeden yolcuların üstüne
Bir ömür boyu yağan bir ömür boyu karsın


Sonra günden taşalım.

Birden kararan gökyüzü.
Kar, sis, rüzgar ve sonra güneş. Oluklardan akan sular.
Adı kış günü.
Sabah buz; öğle su, çamur; akşam ayaz...
Tabanım delinmiş, H. Dink mi gelmeliydi aklıma?

Delik taban kan tahliline mani olmaz inşaallah. Bir de boyun US... Yok canım bir delik bu kadar uzun değildir tıp literatüründe..
Hasta insanlar görmek bana iyi gelmedi.
Peki beni görenler?
Sanırım karla ellerini yuyup gözlerini mesh etmeliler.

Kar.
Nasıl acele yağıyor.
Aynı hızla eriyor heyhat.
Bu sene ekvatora daha bir yaklaşmış olmalıyız.
Baksanıza su her yer.

Kim demişse "beliğ" diyelim:

"Yazar için günlük tutmak, bir bakıma yaşamla yazılı ilişki kurmaktır. Varlığını kanıtlayacak olayları, olguları, durumları bir araya toplamak, bir yaşantı evreninin temelini atmaktır. Yazarlar, düşüncelerinin gürültülü devinimleriyle ağırlaşan beyinlerine soluk aldırmak, bu arada biriken üretimlerini boşaltarak bilgelik özlemlerini de gidermek amacıyla günlüklerine sokulurlar. Bir de şiir, öykü, roman üstüne çalışırken karşılaştıkları zorlukları, yapıtlarını oluştururken geçirdikleri evreleri, duydukları estetik kaygıları dile getiren bir "iş takvimleri" vardır. Bunları da buluruz günlüklerde."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates