Social Icons

31 Mart 2012 Cumartesi

Azizim, kar efendiciğim

Kararan beyaz.
Koyu, derûnî, tehditkâr beyaz.
Tarih 31 Mart. Zaman, gün ışımı (Kulakların çınlar mı Nurullah Ataç?)
Işık daha da kararıyor; koyu bir beyaz. Kir elbiseli.

Gece sabaha kadar esen rüzgar, günün ilk ışıkları ile misafiri buyur etti baş köşeye. Hiddetiyle yağan bir kar. Niçin hiddetleniyorsun azizim? Son demlerim diye mi üzülürsün? Belli gidesin yok. Ama...

Ama azizim, kar efendiciğim,

Kömür, size refakat etmekten ne hale geldi bilseniz? Odun zaten el sallayıp yokluk ülkesine gideli aylar oldu. Birkaç günlük güneşe aldanan leylaklar gibi ümidvar olduk ve lakin üşüyen ve titreyen ve Kemalettin Tuğcu romanlarından kaçmış pısırık kediler gibi objektiflere malzeme olmaya başladık.

Canımız kar efendiciğimiz,

Hani dağlar karını martta alırmış. Dağları mı şaşırdın, dağa mı şaştın? Biz hem seni uzaktan uzağa daha bir sevmekteyiz. İnan buna. Haydi canım, sonra görüşelim inşaallah.

Karcığımız,

Bak acayip üşüyorum. Doğalı değil sun'isi bile yok gazın. Kömürün tozu yaraya merhem değil. Güneş kat be kat perdeler gerisinde.

Yaz, güneş, ateş, deniz, kaplıca, çöl, cehennem... Sıcak kelimelerle ısınılmıyor ki?

Bize güneş efendimiz, lütfen...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates