Hıdırellez

Hıdırellez.
Gelenekteki yerini umursamadan.
Takılmadan örf duvarının saçaklarına.
Derin bir nefesle lügate selam edip yakasından yakalamalı yeşili.
Ne yazmış yeşil sarıklı ulular: Hızır ismi Arapça kökenlidir. Hadra “Yeşil” kelimesiyle ilgilidir.
Budur.

Hızır ve İlyas'tan mı neş'ettir, bilmem.
Hızır'ın, Hızır lakabıyla meşhur olmasının sebebi, kuru bir yere oturup kalktığı zaman, oranın yeşerip yemyeşil olmasından mıdır, bilmem.
Şuna meyyalim:
Yerel takvimler yaz başlangıcı derse de -ki doğrudur- Hıdırellez.
Benim için Hızırla Kırk Saat çağrışımıdır.

Şudur mesela:

bir kentten daha geçtim
buğdayları yakıyorlardı
yedikleri pirinçti
birbirlerine açılan borular gibi üfürüyorlardı
sonra birbirlerinden borular gibi çıkıyorlardı
pirinçler gibi çoğalıyorlardı
atlarını yalnız atlarını cana yakın buldum
öpüp çıkıp gittim yelelerini

Ya da bu:

rapor

ben hızır... gün... falan saatte... yerde
inceleme yaptım
anne suçsuzdu ve öldü
baba suçsuzdu eski incirler gibi hışırdıyordu
küçük çocuk suçsuzdu
balrengi bir akıl sarasına bağışlandı
öbürleri suçsuzdu
çiçeğe yeni durmuşlardı
suçlu bendim
geç kalmıştım
evin kötü düşü balkona ağmıştı
komşu evlerde ayin başlamamıştı
kendimi iki yüzyıl insanoğluna görünmemeğe mahkum ettim
imza hızır
pulsuz
tarih çinseddinden sonra 5000
şahitler bütün oğullarım

Ben Hızır mavisi.
Göksel bir şöleni berkitiyor takvim.
Yağmur ve toprak; yazgı ve can
Adım adım yürüyor kalbine dünyanın.

Som yeşil.
Yaz bir.
Aşk namütenahi.