Bir olayı sekiz defa izlemek ister misiniz?
Sıkılır mısınız?
Hay aksi...
Ucuz Amerikan propagandasını görmezden gelebilirseniz bir olayın farklı bireylerce nasıl görüldüğüne, nasıl algılandığına dair bir film var: Bakış Açısı
Bu filmden önce Cemal Şakar'ın Pencere'sini anmak faydalı olabilir. Hatırladığım kadarıyla hikaye dört kahramandan oluşuyor. Olay şu: Bir yazar, arkadaşı tarafından ziyaret ediliyor. Ziyaret esnasında evde yazarın çocuğu ve hanımı var. Bu olay dört kahraman tarafından sırayla kendi bakış açılarına göre anlatılır. (Uzun zaman önceydi, yanıldığım noktalar varsa af dilerim)
Şimdi filme bakabiliriz: Thomas Barnes (Dennis Quaid) ve Kent Taylor (Matthew Fox), küresel boyutta terörle savaşın dönüm noktasında Başkan Ashton’ı (William Hurt) korumakla görevli gizli ajanlardır. Başkan Ashton, İspanya’ya varışından birkaç dakika sonra vurulunca, kargaşa baş gösterir ve suikastçı avı sırasında apayrı yaşamlar kesişir. Kalabalıkta bulunan Amerikalı turist Howard Lewis (Forest Whitaker), çocukları için başkanın gelişini kaydederken başkana ateş eden kişiyi görüntülediğine inanır. Kalabalığın içindeki bir diğer kişi, tarihi olayı tüm dünyada milyonlarca televizyon izleyicisine aktarmakta olan Amerikalı haber yapımcısı Rex Brooks’tur (Sigourney Weaver). Onlar ve diğerleri hikayelerini anlatırken, bulmacanın parçaları yerine oturmaya başlar; ve anlaşılır ki yüzeyin hemen altında şok edici gerekçeler yatmaktadır.
Hikayeden de anlaşılacağı üzre klasik filmlerden farklı bir tarzı var. Suikast filmlerinin kurgusundaki incelik hikayeyi daha çekici kılıyor. Elbet suikastın asıl sebebinin hemen her taşın altından çıkan (!) doğulu teröristler olduğunu unutmamak gerek.
6 Şubat 2017 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder