Taşa çaldım ağaran yazgımı
Uzun uzun okudum, su serptim, taş taşıdım
Bir gök yıkıldı sandım etimi çimdikledim
İçimden taşan çalılar gırtlağımda
Güle kelam akıtan demlerin
Uzağına kalbimi gömdüm.
Şimdi Musa’nın çölünde elimde bıldırcın
Demir dağların eteğinde tenhayım
Ölünce kim tutacak ayaydın geceyi
Bahçelerde sararan güne karşı.
Ben ölünce kim yakacak çırasını bahanenin
Kalbe uzak düşülen güzünü.
Uzak şehirlerden kokular
Uzak şehirlerden yalın ayak
Heybemde utanç, sur yıkıntısı aklım
Yemin bildim saçlarımdan ağaran mevsimleri
Göğe yaslandım şakağımda kuş sesleri
Kalbim işte her renk.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder