İnsan yaptıklarıyla vardır.
Elinin altında duranlar nelerse, onlarla anlarız ne olduğunu, ne olmadığını.
Ve insan önden gönderir amellerini.
En güzel anlar vardır, bitmesin istediğimiz, tekrar arzuladığımız, tadına doyamadığımız.
Doyamayız.
Kalkıp Kabe'ye gittiniz diyelim. Bir anınızı dahi boş geçirmemek için didinir durursunuz. Ayrıldığınız zaman yüreğinizde "keşke" yer almasın için kat kat tavafa koşarsınız, vakit namazlarına, gece namazlarına, tekrar tavafa...
Ayrıldıktan sonra "Keşke..." yine durur bir yerlerde.
Güzel amellerin ekserisinde bu durum söz konusudur. Çünkü güzellik ilahi bir lütuf ve ikramdır.
Daha çok namaz kılsaydım.
Ramazan orucuna ilave pazartesi ve perşembeleri aksatmasam.
Zekatıma ilave daha çok sadaka verebilsem.
Çocukları sevindirsem.
Ana Babamın duasını alsam.
...
"Şüphesiz Allah göklerin ve yerin gaybını bilendir. Şüphesiz o, gögüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir." (Fatır: 38)
Amenna.
Bizden hüznü gideren Allah'a hamd olsun.
Daha çok şükür, daha çok hamd, daha çok... Ellerin ve ayakların konuşacağı o gün için daha çok amel, daha çok...
15 Ağustos 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder