Ellerimiz kirleniyor, ansızın kekeme çocuklara dönüyor dilimiz, sesimiz üşüyor.
Kar yağarken.
Kar yağarken aykırı ve çağa sığmayan mısralar düşüyor kar içinde, karalarla.
Kuşlar ve çocuklar görüyor ilk önce.
Aşklar kar içinde.
Kar yağarken "Allah kar gibi gökten yağınca" diyoruz.
Kuşanıyoruz kuşatanı.
Kar, kar içinde; biz rüya.
Kar desem eski yeni kelimelerle gelir yazgı:
"İki ucu beyaza değdirilmiş bir aşk gibi yağar kar.
Sağrısında bir atın cezbeye duruşu gibi."
Ne zaman kar’a açsam gözlerimi der ve susarım.
Üzerimden geçen mahşerin sorgusu.
Ben karla yağarken.
An'a dair:
Kar Şiiri
Karın yağdığını görünce
Kar tutan toprağı anlayacaksın
Toprakta bir karış karı görünce
Kar içinde yanan karı anlayacaksın
Allah kar gibi gökten yağınca
Karlar sıcak sıcak saçlarına değince
Başını önüne eğince
Benim bu şiirimi anlayacaksın
Bu adam o adam gelip gider
Senin ellerinde rüyam gelip gider
Her affın içinde bir intikam gelip gider
Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın
Ben bu şiiri yazdım aşkın çeşidi
Öyle kar yağdı ki elim üşüdü
Ruhum seni düşününce ışıdı
Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın.
Sezai Karakoç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder