Bana bir düş ver mütercime gerek kalmasın.
Sonra oturur bakarız vaziyete; güneş ne yanımıza düşsün, hangi kelimelerle örülsün dünya, bulutlar ne dilensin...
Sonra açarız ellerimizi su gözüne, aşk gözüne, iksir gözüne...
Ağzımız neresi, ellerimiz nasıldır biliriz.
Gam etme yerde aradığımız gençliğimiz değil.
Bükükse belimiz tanelerimizdendir.
Sonra bakarız vaziyete.
Çocuk kokusu dünya.
Sonra...
Sevgili Doktor, kardeşim...
Hani birden öfke merhamete döner ya,
Hani lodosla karın böğrüne giriverir "kor ateş", bilirsin ya,
İşte, böyle,
Bilirsin.
Sen doktorsun, bilirsin ya doktor.
Benim de halimi bil doktor.
Bak ne diyeceğim sana:
Yüzükoyun yüzüyorum.
Yüzdüğüm yer kum.
Haydi yaz bir e-reçete doktor, kurban olayım.
"Oy tabib şu yarayı
Sar sarabilir isen"
24 Ocak 2013 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder