Social Icons

15 Aralık 2013 Pazar

Kaybedilen Bir Savaş


Bir zamanlar dergilerimiz vardı.
Üçüncü hamura tipo basılırdı dergilerimiz bir zamanlar.
Mürekkep kokusu sarardı genzimizi. Merakla dolaşırdık sayfalarında. Satırlar sımsıkı tutardı bizi. Bir mısradan, bir kelimeden taşar giderdik uzak iklimlerin meçhul sularına.

Bir zamanlar dergilerimiz vardı.
İtina ile arşivler, mücevher kıymetiyle saklardık. Bir söze konu olmasın, kutsal bir emaneti açar gibi açardık sayfalarını. İlk aldığımız gün gelir konardı baş ucumuza. Fiyatı, yazarı, konusu, kokusu, hevesi... Bir ayin saygısı içerisinde yerine konurdu sonra. İncitmeden, kırmadan, küstürmeden...

Bir zamanlar dergilerimiz vardı.
Bir yazımız yayınlanmaya görsün, ne yapacağımızı şaşırır, nasıl sevinirdik saman kağıt karşısında. İsmimize layık olmuş harflerin üzerinden geçerdik, kaç kez. Kaç kez okurduk neredeyse ezberlediğimiz satırları; noktasına, virgülüne kadar bildiğimiz hurufatı. Her yana yayılan bir heyecan olurdu yayınlanan yazımız. Yeni yazılara mekan açardı imzamız. Kitaba dönerdik, kendimize dönerdik, kendimiz olurduk ki hem okur hem yazardık. Ne günlerdi diyebilmek için kanardık.

Bir zamanlar dergilerimiz vardı.
Kapanan her dergi, kaybedilen bir savaş, hezimet veya intihar. Bizde hazin bir kaderi var dergilerin; çoğu bir mevsim yaşar, çiçekler gibi. En talihlileri bir nesle seslenir. Eski dergiler, ziyaretçisi kalmayan bir mezarlık. Anahtarı kaybolmuş bir çekmece. Sayfalarına hangi hatıralar sinmiş, hangi ümitler, hangi heyecanlar gizlenmiş, merak eden yok’ diyor Cemil Meriç. İlk anda aklıma gelenler: Kayıtlar, Hareket, İkindi Yazıları, Sayha, Susku, Ülkü, Ağaç, Mavera, Edebiyat, Kökler, Güneysu, Palandöken, Eşik, Sühan... Sırlarıyla gittiler.

Önceleri çok üzülürdüm bir dergi kapandığı zaman. Artık üzülmüyorum. Örneklerini sıkça gördüğüm için sanırım. Bir dergi ekibi, yazar - çizerleri dergi çıkarmanın o anlatılamaz, paha biçilmez tadını bir kez aldılar mı artık duramazlar diyorum şimdilerde. Kapanışlarına soluklanma yakıştırmasına bulunuyorum; hatta toparlanma; yeni bir dergi için güç depolama. Sayha, yeni bir Sayha, yine bir Sayha... çıkacaktır karşımıza. Eminim. Ümid içerisindeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates