23 Nisan'da meteoroloji, kelime dağarcığımıza "Tam Fırtına" ifadesini kaşla göz arasında katıverdi. Ya da vardı da biz meseleye vakıf değildik.
Neyse.
Geceden beri bir rüzgar, bir fırtına mübarek.
Ha yıktı ha yıkacak; ha kırdı ha kıracak derken meteorolojik haritalarda kırmızı çizgilerle rüzgarın yönünü gösteren oklar şekilden şekle girip 60-80 Km, 80-100 Km rakamlarının sağına soluna "Tam Fırtına" yazıldı.
Bilenler bilir ki;Sayılı günlerimiz vardır. Ebem Dedem hesabı da denir. Cemre böyle günlerde anılır. Abdul'un beşi dillerdedir. Öküz Fırtınası, Engir Kıran, Mart dokuzu da bu kalemdendir...
Sitte-i Sevr de böyle bilinir:
"Sitte-i sevir, kapıyı çevir"
21 nisanda başlayan ve altı gün süren Sitte-i Sevr günleri içindeyiz. Sitte altı; sevr ise boğa demek. Boğanın altı günü anlamına gelen bu ifade güneşin boğa burcunda olduğu altı fırtınalı günü ifade eder. Her saati değişken bir dönem olduğu için eskiler "sitte-i sevir, her anı başka devir" şeklinde bir ifade kullanırlardı. Denizciler ise "sitte-i sevir kapıyı çevir" derlermiş.
Soğuğu ile meşhur bu günler kim tarafından söylendiği bilinmeyen şu beyte şöylece işlenmiştir:
"Sitte-i sevri ile berd-i acûzı birdir
Böyle eyyam-ı gumumun şeb ü rûzı birdir"
Yani ne lapa lapa yağan kara ne fırtınaya ne de tipi borana şaşırmamak gerek.
Teklifimdir:
Meteoroloji hava tahmin raporlarında, haritalarda, grafiklerde "Halk Takvimi"ni kullansın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder