Social Icons

11 Kasım 2016 Cuma

Erciyes yolu

Han Duvarları'nda geçer:

"Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya."

Şair yollardadır. İstanbul'dan Kayseri'ye uzanan bir yol. Sene 1922. Ne kadar uzak bir tarih şimdi. 1922. Flu. Siyah beyaz. Yalnız bir tarih.
Uzaklardan Erciyes:


Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:

"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi:
"Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"

Erciyes acı ile oturur insanın yüreğine.

"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben"

Maraşlı Şeyhoğlu hangi bağın goncasıydı kim bilir?
Kim bilir bir kuru yaprak misali nasıl savruldu huduttan huduta?

Bir şair yüreğinden geçiverdin Şeyhoğlu.
Ya yüreğe değmeden geçiverenler?
Ya bir ses hasretiyle göçüverenler?

"Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!.."

Ne han kaldı ne gönlümüzü sızılatan duvarları.
Ne şair kaldı ne dökülecek göz yaşları.
Heyhat... Şiir değiliz, şiir gibi değiliz artık.


1922- 1924 yılları arasında Kayseri Lisesinde edebiyat öğretmenliği yapan ve Kayseri Lisesi Marşını yazan ünlü şair Faruk Nafiz Çamlıbel'in okul önünde çektirdiği resmi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates