Social Icons

10 Nisan 2011 Pazar

Niçin şiir okuruz?

Niçin şiir okuruz?
Hem şiir okumalı mıyız? Mesela bir sahilde denize eşlik ederek yürümekse şiir pekâlâ yürüdüğümüzü varsayabiliriz. Merdum eriği yemek gibi bir şey ise şiir kamaşan dişlerimizi bir bardak su ile temizleyip "işte şiir" makamına erebiliriz. Eğer şiir okumak bir eksikliğin tamamlanması ise işimiz kolay. Okur ve tamamlarız eksik olanı. Bizden mutlu kim olabilir o zaman?

Niçin şiir okuruz?
Yağmur ve kar yalnız yağmasın diye olabilir mi? "Bir beyaz lerze / bir dumanlı uçuş...", "Bu yağmur, bu yağmur bu kıldan ince..." Belki rüzgara bir mukabeledir şiir. Hani içimizde esen şu sert ve acımasız rüzgara. Huzura en meyyal anımızda ortaya çıkıp savuran, dağıtan, bizi bir kez daha mağlup eden rüzgara. Belki sırf şiirle ıslah oluyordur da ondan şiir okuyoruzdur, kim bilir?

Niçin şiir okuruz?
"Ben hiç şiir okumam" diyenlerin başvurusu nedir? Şiir yerine ne alırlar. Yalnızlık, öfke, nara, sükut, hayal... Demek şiir okumadan da yaşanabiliyormuş.
Ben hiç Hindistan cevizi yemedim. Yaşıyorum.
Ne Kanarya Adalarını gördüm ne okyanusa dilimi soktum ayaklarımdan önce. Eksiklik yok gibi.
Hem biliyor musunuz karlı bir gece vakti dostu uyandırmak yerine yatıp uyumak daha reel geldi bana.

Niçin şiir okuruz?
Ayrık otu sandım müsamere bebelerinin ağzından dökülen kelimeleri. Yaşını başını almış bir şairin şiir dediği harf harabesi ifadeleri acı içinde okudum. "Ne bu adam diyecek" yüzüm olmadı benim. Şiirimsi gök, yer, yazı istihza ile geçti yüreğimden de "o bunlarla mesut ve bahtiyar" sana ne dedim aynadaki halime.

Sonra ve sıkça ben:
Şiir denilen illeti sıkamadığım yumruğumu ısırırken daha net gördüm, hem acısı vardı hem kan sızısı.

Son zamanlarda sanat musikisi de icra eden ve bu yönünü de sevdiren şairimiz, ağır ağabeyimiz İsmet Özel, ‘’kılavuzunda’’ önce, ‘’Niçin şiir okuruz?’’ sorusunu sorar. Ve bu soruya, ‘’Herhalde yokluğunu hissettiğimiz bir şeyleri tamamlamak, bir zorluğu gidermek ve nihayet bir doyum sağlamak için’’ cevabını verir. Ve ekler Üstad: "’’Şiir okumak isteriz, çünkü bütüne, bütünümüze, bütün içindeki yerimize varma zorluğunu bu insani ve insan dışı aygıtla yenmek isteriz.’’

Acayip bir durum. Aynen katılıyorum vallahi. Şiir yok olduğunu hissettiğim şey için ortaya çıkıyor, o şey doyunca da efendice çekip gidiyor. O doyurduğumuz "şey" ne ise, afiyette ola ki sıkça ortaya çıkmıyor. Belediye otobüsünde, market kuyruğunda, maç sövmelerinde, siyasi konuşan suratlarda, anketlerde, cami duvarlarında, canı sıkıldıkça ortaya çıksa ne yaparız, nereden buluruz onca mevzuya dair şiiri? Yazalım desek ne tarihe sığarız ne antolojilere.

Adam otur oturduğun yerde. Bak karıncalar ektiğin çim tohumlarını ölçülü ve kafiyeli götürüyorlar. Serbest vezinle müdahalede mi bulunursun, an'a dair şiir mi döşersin, bahçenin bir köşesine karınca duası mı asarsın artık top sende. "İşte budur..." de ve bitir meseleyi.

Sahi niçin şiir okuruz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates