"Zulme kıyamı saymazsak
Aşktan güzel ne vardır"
diyor M. Atilla Maraş mısralarında.
"Haksızlığa uğrayanlar, hiç bir zaman çok sayıda değil bilakis az sayıda, azınlıktadır. İnsanların çoğu görünüşte, kendi karşılarında yer alanlarla işbirliği halindedir. Doğru karşısında duyarlı olan, haklı olanın yerine getirilmesi için titizlik gösteren insanlar, her zaman azınlıktadır. İnsanlar arasında üstün bazı değerlerin, bazı güzelliklerin, ortalama duyguların üstündeki bazı tatların peşinde olanlar aramakla bulunacak kadar azdır. Baskıya, zorbalığa, zulme karşı koymak bu az sayıdaki insanların işi olsa gerek."
Ne yandayız?
Hiç "ben kötüyüm, kötülerleyim" diyene rastladınız mı?
İlk mektepten üniversiteye değin "talebe" namlı gençlerin malum "dersler nasıl?" sorusuna, malum "iyi" cevabı kadar net durduğumuz yer.
"Haydi, kötülük edelim bugün."
Olmadı. Yakışıksız kaldı izahat.
İyilik gibi kötülük de dile gelmeden yol alır. Teyakkuz hali gerek.
Ya hu hakikat, kötülerin kapılarındaki boya hangi renk?
Biz iyiyiz ya elbet beyaz bizim hakkımız.
Beyazım / Beyazsın / Beyaz...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder