"Ne var ki, her şeyi bilmek için, belki hiçbir şey bilmemek gerektiğinden, adem oğullarından bazıları, bildikleri her şeyi unutmaya hayatlarını adadı. Çünkü onlara göre, ancak hiçbir şey bilmeyen bir masum, gördüğü anda o'nu tanıyabilirdi. Bunun için belki de, ölmeden önce ölmek gerekiyordu."
Suskunlar
İHSAN OKTAY ANAR
Kitabın 175. sayfasında farsça bir mısra yer almakta. Muhteşem Neyzen Bâtın Efendi’nin oğlu Zâhir’in, Hüseyin Efendi camii önüne geldiğinde dilinden dökülen nağmenin de sözlerinden bir kısmıdır aynı zamanda. İşbu mısra şu şekilde:
“Güyâ ki der in kubbe-i firûze kesinîst”
bu farsça mısra:
“Güya bu firuze kubbede hiç kimse yoktur”
22 Şubat 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder