Social Icons

9 Ağustos 2012 Perşembe

Sen bırak benim yazdıklarımı

Mutantan güneş altında kevgir şehrin kaldırımlarında insanlara omuz ata ata, kıvrıla kıvrıla, uça ese yürüdük.

Bir hüzün mitralyözüyle fısıldadı M. Enes:

"Ne kadar çok oruç tutmayanlar baba!.."

...

Ben yeni yetme bir genç iken, 1985 idi sanırım tarih, Ramazanın son iki günü otobüse atlayıp İstanbul'a eski adıyla Topkapı'ya vasıl olup oradan Lüleburgaz'a asker ziyaretine gitmiştim. O zamana kadar dünyayı yaşadığı muhitten ibaret sanan bendeniz, gördüğüm manzara karşısında, orucun buralara farz kılınmadığını düşünmeye başlamıştım. Çocukça. Hayretçe. Meğer "büyükşehir" öyle bir şeymiş efendiciğim. Göğe bakıp susmak düştü nasibimize.

"Masum ve bakir Anadolu şehirlerine modernizm yağdı da ol sebeple böyle çocuğum." diyemedim.

Allah büyük oğlum.
Oruç güzel.
Dua edelim, Allah ellerimizi bırakmasın.

Zeyl ola:

Demem o ki;
Sen bırak benim yazdıklarımı, Aç biraz Kur’an oku!

Murat Menteş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates