(Ben Hürrem dizisini hiç seyretmedim)
Düzenleme.
(Gezi nedir öğretmediler bana komserim)
Değişiklikler.
(Nadal, tenis topunu saatte kaç km hızla koşturur ki?)
Tekrar eskiye dönüş.
(Açma sinen ayıp günah bre)
Ayarlama.
(Bana balkon varsa sana çelik tencere üretirim vallahi)
Artık böyle.
(Kendimi ben de "sanatçı" ilan ediyorum, bir halta yaramıyorum nasılsa)
Şimdi şöyle.
(Abi bu araba değil kamyon, Susurluk tescilli, aynam kırılsın)
Falan.
(Faşo Ağa'nın havuzuna işeyenler, Taksim'e ağaç mı dikmiş olmaktadırlar?)
Filan.
(Bir eylemim bile yok, anlıyor musun, ağaçlarda kevzi)
Daha bir kaç ay önce "yeni, büyük, fevkalade" diye önümüze sürülen "düzenleme"lerin, tekrar, düzenlenmesi için yeni adımlara kavuşması tiksindiriyor, utandırıyor. (Anacığım beğenmemişler ki ıslah ediyorlar, ne var bunda kızacak, hem zaman geçer, unutursun sonra kara lahanayı) Nasıl bir iştir ki "âkil" elemanlarımızın, değerli bürokratlarımızın, işbilir yöneticilerimizin yaptıkları, düzenlemeye ihtiyaç hissediliyor. (Dedim ya senin aklın yetmez, otur isyan şarkıları çığır, bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan, illegal örgütler, marjinaller, Nilgün Marmaralar, ekipler amiri, Dikkayt: Komutan tam ortada.) Hiç yakışmıyor doğrusu. Ayıp ayıp... (Benim yerime sen karar verme ayol, günahsa benim, kime ne?)
En iyisi ben bir şiir aktarayım da öfkem gide. (Bak oldu şimdi dostum)
Ben ki gördüm göreli ey yanağı ay seni
Sevdüm ey kaşı yeni ay gibi yay seni
Kendüme hiç yakışduramadum vay seni
Seni mi hay seni hey seni mi hay seni
Nazmî
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder