Var mı maskeniz?
Bende çok var: Deli maskesi, sabırlı maskesi, memur maskesi, vandal maskesi... (Biz İsmet Özel'le tanışmıştık "Vandal" yüreklerimizle değil mi?)
Siz de ister misiniz az kullanılmış maskelerden?
Ne diyor maske gerisindeki kahramanımız: “Siyasiler gerçeği örtmek, sanatçılar ise gerçeği göstermek için yalan söylerler.”
Ve şöyle geçiyor "sanal" yansımada sesler:
"Uzunca süre maske takarsan altındaki kişiliği de unutursun.”
“Kimse geçmişinden kaçamaz.”
+Kim, kimsin sen ?
- Kim ?
Neye göre kimim ?
Maskeye göre mi, yoksa içimdeki ben’e göre mi ?
Maskeli bir adamım ben .
…
+Bunu görebiliyorum .
- Elbette görebilirsin .
Senin gözlem gücünü sorgulamıyorum .
Maskeli bir adama kim olduğunu sormandaki paradoksa dikkat çekiyorum.
” Bu maskenin altında bir yüz var, ancak benim değil.
Ne altındaki kaslardan daha ‘ben’dir o yüz…
Ne de altındaki kemiklerden.
Bu maskenin altında etten daha fazlası var.
Bu maskenin altında bir fikir var!
Ve fikirler kurşun geçirmez. ” (V)
” Sadece kurşunlarınız var, kurşunlarınız bittiği zaman burada olmayacağım. Çünkü olursam tekrar doldurmadan ölürsünüz..! ” (V)
” Hatırla, 5 kasım gecesini hatırla.
Patlamayı, ihaneti ve komployu.
Bu ihaneti unutmak için hiçbir sebep göremiyorum. ” (V)
Evey Hammond : Şimdi beni öldüreceksin değil mi?
V : Seni 10 dakika önce öldürdüm, sen uyurken.
“Bu gece size en ciddi yeminimi ediyorum.
Adalet hızlı olacak, dürüst olacak
..ve merhametsiz.. “(V)
“Toplumlar, kendi devletlerinden korkmamalı.
Devletler, kendi toplumlarından korkmalı.
Bina nasıl bir sembolse, onu yıkma eylemi de bir semboldür.
Sembollere anlam kazandıran insanlardır.
Tek başlarına semboller anlamsızdır ama yeteri kadar insanla bir binayı havaya uçurmak dünyayı değiştirebilir.” (V)
“Şiddet iyi amaçlar için kullanılabilir.” (V)
“Fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum.
Fikirler adına öldürülen ve fikirleri savunurken ölen insanları gördüm.
Yalnız, bir fikri öpemez, ona dokunamaz veya onu tutamazsınız.
Fikirler kan ağlamaz, acıyı hissetmezler.
Sevmezler… “(V)
“Diyorum ki, bu gece o rıhtımlara gidip Amerika Büzülmüş Dübürleri’ne ait her şeyi yerle bir edelim! Kim benimle birlikte? Söyleyin, hanginiz benimle? Bundan hoşlandınız mı? A.B.D., Amerika Büzülmüş Dübürleri. Yani, başka ne diyebilirsiniz ki? Her şeyi ama her şeyi olan bir ülkeydi orası… Ama şimdi, 20 yıl sonrası, ne olacak? Dünyanın en büyük cüzamlı topluluğu. Neden? İnançsızlık. Tekrar söyleyeyim. İnançsızlık. Başlattıkları savaş değildi. Saldıkları veba değildi. Hüküm’dü. Kimse geçmişinden kaçmaz. Kimse Hüküm’den kaçmaz. Sizce yukarıda değil mi? Sizce bu ülkeyi izlemiyor mu? Başka nasıl açıklayabilirsiniz? Bizi sınıyor ama gerekeni yaptık. Bize düşeni yaptık. Islington. Enfield. Oradaydım, her şeyi gördüm. Göçmenler, Müslümanlar,eşcinseller, teröristler. Her hastalığı taşıyan bu soysuzlar. Gitmek zorundaydılar. Güçten birliğe,birlikten inanca. Tanrı korkusu olan bir İngilizim ve bundan çok gurur duyuyorum!” (Lewis Prothero)
Adının sadece V harfi olduğu tespit edilen psikopat terörist, kontrol kulesine tahribat gücü yüksek patlayıcı ve başka silahlarla saldırarak, bunları sadece bir nefret mesajı vermek için savunmasız sivillere karşı kullanmıştır. (Haberler)
Peki ya o adam? Adının Guy Fawkes olduğunu ve 1605 yılında Parlamento Binası’nı havaya uçurmaya çalıştığını biliyorum. Ama aslında kimdi o? Nasıl biriydi? Bize adamın kendisini değil, savunduğu fikri unutmamamız söylendi. Çünkü bir insan başarısız olabilir. Yakalanabilir, öldürülebilir ve unutulabilir. Ama bir fikir 400 yıl sonra bile, dünyayı değiştirebilir. Fikirlerin gücüne doğrudan şahit oldum. İnsanların bir fikir uğruna
birbirlerini öldürdüklerini hayatlarını feda ettiklerini gördüm. Ama bir fikri öpemezsiniz. Ona dokunup sarılamazsınız. Fikirler kanamaz. Onlar acıyı hissedemez. Ve onlar sevemez. Ve özlediğim bir fikir değil bir adam.
5 Kasım’ı unutmamamı sağlayan adam.
Hatırla, 5 kasım’ı hatırla. Barut ihanetini ve komplosunu… Zaten aklım almaz barut ihanetinin neden unutulacağını. Ama ya adam? Biliyorum, adı Guy Fawkes idi… Bu ülkeye neyin unutulduğunu anımsatmak için. 400 yıldan fazla bir süre önce, bu vatansever, Kasım’ın 5′ini ebediyen hafızamıza kazımayı diledi. Hayali, eşitlik, adalet ve özgürlüğün kelimelerden öte olduğunu dünyaya anımsatmaktı. Kelimeler görece kavramlardır. Eğer bir şey görmüyorsanız..” (V)
Dans edemediğim devrim, devrim değildir. (V)
V: …Ve apaçık kötülüğümü kutsal kitaptan çalıntı, eski ve garip yöntemlerle gizliyorum ve aslında bir şeytanken hep azizi oynuyorum.
Psikopos: Merhamet et,lütfen!
V: Bu gece olmaz peder… Bu gece olmaz.
- O kimdi?
+ Edmond Dantes‘ti. Babamdı ve annemdi. Erkek kardeşimdi. Arkadaşımdı. O sizdi, bendi. O hepimizdi. O geceyi ve onun bu ülke için anlamını kimse unutmayacak. Bense o adamı ve onun benim için anlamını hiç unutmayacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder