Dışarıda bembeyaz ağaçlar... Tomurcuklar bir taraftan patlıyor, dallar bir taraftan çiçekleniyor... İçimizi ısıtan bir hasretle bakıyoruz ağaçlara. Hoş, bu sene kar yağışı çok olan bir sene değildi ama yine de kıştı işte. Hevesle baharı arzuluyoruz çiçekler altında. Ama o kadar kolay gelmiyor bahar. Her şeyin bir zamanı var diyor "sayılı günleri" okuyan dudaklar. Tamam diyoruz. Sırası gelen buyursun.
Sıra kimin?
"Benim" diyor Berdü'l-acûz.
Sen kimsin demeden satırlar ses veriyor.
Kitaplar diyor ki:
Arapça’da “soğuk” anlamına gelen berd ile “yaşlı, ihtiyar kadın” anlamındaki acûz kelimelerinden meydana gelen bir terkip olup “yaşlı kadın soğuğu” demektir. Rûmî takvime göre genellikle 26 Şubat-4 Mart, milâdî takvime göre ise 11-17 Mart arasındaki günlerde görülen bu soğuklar, Türkiye’de halk arasında daha çok “kocakarı soğukları” adıyla anılır. Bir rivayete göre Âd kavmini helâk eden rüzgâr bu günlerde ortaya çıkmıştır. Arap folklorunda “eyyâmü’l-acûz” (yaşlı kadın günleri) denilen bu yedi günün adları şöyledir: Sın, sınnebr, vebr, el-âmir, el-mü’temir, el-mu‘allil, mutfi’l-cemr. Ancak bazı kaynaklar bu günlerin sayısını beşe indirirken bazıları da sekize çıkarmış, ayrıca “eyyâmü’l-acûz” yerine “eyyâmü’l-acüz” ([kışın] son günleri) tabiri de kullanılmıştır.
Arap kaynaklarına göre kâhin olan yaşlı bir Arap kadını kış mevsiminin sonlarında ortaya çıkan bu soğukları önceden haber verdiğinden ona nisbetle bu günler berdü’l-acûz diye adlandırılmıştır. Bir başka rivayete göre ise sekiz oğlu olan yaşlı dul bir kadın oğullarından kendisini evlendirmelerini istemiş, onlar da, “Sekiz gece dışarıda kalmaya dayanabilirsen seni evlendiririz” demişler, kadın yedinci gece ölünce bu soğuklar ona nisbet edilmiştir. Vaktiyle bir kocakarının yedi keçisinin her birinin bu günlerde soğuktan ölmesi de adlandırmanın bir başka efsanevî kaynağıdır. (tdvislamansiklopedisi)Abdülkadir Özcan
Ben en çok şu anekdotla anarım kocakarı soğuklarını:
Fıtnat Hanım ve hizmetçisi Kapalıçarşı’da dolaşırken, arkalarından da Koca Ragıp Paşa ile şair Haşmet geliyormuş. Kocakarı soğuklarının zamanı olduğundan hava buz gibi imiş. Ragıp Paşa , Fıtnat Hanım’a laf atmak için:
-Haşmet, demiş… Bu kocakarı da ortalığı kasıp kavuruyor!
Bu sözü duyan Fıtnat Hanım, taşın kendine olduğunu anlar. Malum, kocakarı soğuklarından sonra da öküz fırtınası vardır. Bunu hatırlatarak şu cevabı verir :
-Arkadan da öküz geliyor!…
12 Mart 2014 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder