Ateş çakmıyor yüreklerde. Gözlerden ışıklar savrulmuyor. Damarlarda deli deli akmıyor kan.
Belki ben böyle görüyorum.
Yani ben bir şey görmüyorum.
Belki görünmez göz perdelerin ardında eşsiz hayallerle salınıyor yürekleri.
Öyle olmalı.
Baksanıza birkaçı, birkaç mısraın ülkesine girivermiş üst perdeden haykırıyor.
Her bir sayfası didik didik edilmiş kitaplar ellerinde. Belli, kelimenin yıkılmaz kalesine sert vuruşlar başlamış.
Panolarda boy gösteren resimlere çalakalem değil derûnî atılıyor nazarlar.
Bir gün Zidane'ın meşhur kafası yer değiştiriyor panodan, bir gün Üstad'ın sigaralı resmi...
Hayal çekiyor, belli.
Sinopsis diyor biri.
Biri utana, sıkıla şiir...
Bir keyf sarıyor göynümü.
Haydi hayal kuralım diyorum.
Sen, Evliya Çelebi ile yaşamalısın. Bütün çocuklar senden Evliya'nın çizgi filmlerini bekliyor. Ama baştan savma değil. Birinci sınıf. El emeği, göz nuru.
Sen, Kılıçarslan.
Sen, İstanbul, Konya, Kayseri...
Sen, Divriğ Ulu Camii.
Sen, Sezai Karakoç'u fısıldamalısın ülkemizin taşına toprağına.
Sen...
Haydi hayal kuralım diyorum.
Siz, benim hayallerimsiniz.
Gökte bulut, bulutta yağmur, yağmurda rahmet, rahmette huzur...
Haydi hayal kuralım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder