"Kayseri Kitap Fuarı" henüz kurdelalarla açılıp hâzirûn teşrif etmeden bendenizi ağırladı. Aradan kayıp dalıverdim içeri. Protokol kalıplaşmış cümlelerle birbirine saygı gösterisinde bulunuyordu. Mete Yarar mikrofona koştu an önce konuşan "Onur Konuğu" Beşir Ayvazoğlu'nun mikrofona bıraktığı sıcaklık güz havası ile bozulmadan. Polisler telaşlı ve heyecanlı konuşuyorlardı ellerindeki teknolojik cihazlara. Gözlerde güneş gözlükleri, anlatım bozukluklarını da gizliyordu. Güzdü. Belediyenin otobüslerle taşıdığı öğrenciler, kalabalık yapma vazifelerini cığlık cığlığa yerine getiriyordu. 4 - 6 yaş bebeleri dahi 23 Nisan süsleriyle kitap fuarındaydı. Güzdü. Yapraklara vedaya hazırlanıyordu. Bu yazı, bir kuru yaprağın peşine takılıp kılıç seslerinden kum fırtınalarına, yalnızlık feryatlarından İstanbul özlemlerine yolculuğa çıkabilirdi lâkin çoluk çocuk ekmek bekliyordu... Üç noktayı çok seviyordum. Dahası vardı.
Neyse işimize bakalım ve susmadan fısıldayalım:
Bir önceki yıla nazaran fuar kemmiyet ve keyfiyet kaybetmiş.
Ekmek aziz.
Su aziz.
Tuz?..
Hayırlısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder