Social Icons

2 Şubat 2020 Pazar

Bilmesek Olmaz mı?

Masamızın üzerinde adına "bilgi" denilen cam kırıkları.
Balinaların göç yollarından Coronavirüsünün septomlarına, İmamoğlu'nun kayak ve çocuklarıyla birlikte olma tutkusundan İstanbul'a karın ne zaman yağacağına dair yüzlerce, binlerce "bilgi" ile dolduruluyor içimiz, dışımız.
Belki yüz sene öncesinin insanının ömrü boyunca ulaşacağı "bilgi" yüküne birkaç gün gibi kısacık bir zamanda ulaşıyoruz.

İyi mi oluyor?
Her şeyi bilince başımız göğe mi değiyor?
Bazı ya da bir çok şeyi bilmeden ölüversek kaybımız büyük mü olur?

Bu biraz da asla kullanmayacağımız özelliklerine büyük paralar vererek aldığımız başta telefonlar olmak üzere teknolojik cihazlarla hemhal olmamıza benziyor.
Yükümüz artıyor.
Stres oluyoruz.
Çaresizlikle öfkemiz artıyor.
Çabuk gaza geliyoruz.
Yine de biliyoruz.
Sonra?

Dünyayı tanımak mı dediniz?

Ya hu adı üstünde birkaç günlük dünya işte.

Siz şunu söyleyin hele:
1. Ahlak, bu "bilgi"nin neresinde?
2. Bu "bilgi"nin ne kadarı bizim?

Bir iyilik yaptığımızda sevinç, bir kötülük yaptığımızda üzüntü duyabiliyorsak iş tamamdır. Bunu bilmek bizi uçurur, atomu patlattırır, depreme dayalı evler yaptırır, trafik karmaşasına son verdirir, kul eyler...

Doğru inanç ve temiz yaşayış arzumuzu kirleten şeyleri "bilgi" saymayıp bilmesek de olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates