Cılkı çıkarılan sosyal medya uygulamalarında peş peşe kar ve kış resimleri, videoları paylaşılıyor. En alakalısından en tuhafına varana değin kar görselleri... Çocuklarıyla kartopu oynayanlar, kara yatanlar, ışıktan karı yakalamalar, kardan adamlar, atkılar, bereler, karlar, karlar, karlar...
İki adım geriye çekilerek çöl bedevisinin kar şaşkınlığı ile değil karı bilen, kar tecrübesi ile hemhal birisi olarak bu manzaraya bakmak ve fotoğrafı iyi okumak gerek. Yani soru şu:
Nedir insanları bu kadar kara düşüren?
Soruyu buradan alarak başka, bambaşka mecralara götürmeden temiz, net bir cevap vermek gerekiyor. Kara düşkünlüğümüz yaşlı-genç, kadın-erkek, köylü-kentli ayırt etmeden nereden geliyor? Aklımın erdiği ve gönlümün dediği sadece şu:
Fıtrat.
İnsanlar fıtratlarının gereğini yağıyor ve yaşıyor kar karşısında.
Elbet bu fıtrat meselesini yalnız kar ile özdeşleştirmek doğru değil. Yağmur ve kokusu, yaz ve sıcaklığı, sonbahar ve rengi de fıtrat ile izah edebileceğimiz sevinç ve mutluluklarımızdır.
Fıtratta var olan kodların yüreğimizde yaşattığı kalp haykırışı henüz zedelenmemiş ve virüs bulaşmamış ey okur.
Kar beyazlığı ve paklığı ile moderne karşı korumayı, kök salan ağaç kılıp göğe sunmalı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder