iyi ki bilmiyorlar bir mısraın
ansızın bulutlanan havaya sıçrattığı kederi
elimle eleğimsağma çiziyorum işte şurasına göğün
iyi ki bilmiyorlar cümleye yatırılan mısraın
dayanılmaz ağrılarla şehirden geçtiğini
başı ve yüreği tütsülenmiş sofralarda
kapının kilidine uyacak tılsım arıyorlar
aradıkça değişiyor şifre, üfledikçe kayyum
iyi ki bilmiyorlar dua eden ellerden
şehre eğilen evlerin sahipsizliğini
dişleriyle tutulan zaman sır katlıyor
bakışsız biliyor kuşlar arza mahsus yazgıyı
ölenlerle çevriliyor tarih, paysız toprak
kabre yatırılan saçların iyi ki bilmiyorlar
rüyalarımıza saçtığı ıtır kokusunu
iki parmak arasında kalbimiz bunu bilmiyorlar
bakılan yerde koca bir dağ, diller ağır
çırpınıyor söz ülkesinde akıl müselles cür’etle
yarim, ellerin ne vakit göğerdi aşk başağı
baş aşağı sular iyi ki aşkı yalan biliyorlar
22 Nisan 2012 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder