62.
Çin kaynaklarına göre Zheng He 300'den fazla gemiden oluşan 7 filoyu kumanda etmekteydi. Bazı gemileri 120 metre uzunlukta. Toplamda komutasında yaklaşık 30.000 adamı vardı. Bazı tarihçiler tarafından ve yakın zamanlarda hazırlanmış bir National Geographic makalesinde Denizci Sinbad efsanesinin ve Bin Bir Gece Masalları'nda bulunan Denizci Sinbad'ın Yedi Seyahati masalının kaynağının Zheng olduğu ortaya atılmıştır. Ortaya atılan daha çok fazla şey var. Mesela gemi direklerinin bir ormanı andırması. Mesela gemilerin ortasında birçok seyyar yüzen bahçenin varlığı. Kolomb’a ufuk açmış olması. Sayısız krallıktan hesapsız ganimetler ve bilgiler elde etmesi… Burası soluklanma mekanı. Zheng He’nin de katkılarıyla Çin İmparatorunun kütüphanesi paha biçilmez bir hazinedir. Okyanus'a tam yedi kez sefer düzenlemiş Zheng He. Ne yağmalamış, ne de katliam yapmış. Müslüman yürekli bir kaşif olarak dünyanın bilgilerini taaccüp ile bağrına basmış, her gittiği yerin farklı özelliklerini öğrenmiş ve asla kan dökmemiş ve kat’a Batılı kaşiflerin lekelediği ilim arzusunu elden bırakmamış. Amerika’yı kimin keşfettiği önemli değil. Kâşif bu keşif karşısında nasıl duruyor bu önemli. Kan mı dolduruyor gözlerini, tecessüs mü? Altın mı, kitap mı? Esir mi, bilgi mi? Hıyanet mi, emanet mi?
Kolomb’a bakınız. Kolomb ikinci kez okyanusa açıldı. Gemileri 1494 yılı Temmuzunun ortalarında Küba’nın bir koyuna demirledi. Amiral, Çin’de olduklarına dair bir belge kaleme aldırdı. Mürettebatın da böyle düşündüğü kayıtlara geçildi; bunun aksini söyleyen yüz kırbaç ve on bin maravediyle cezalandırılacak, ayrıca dili kesilecekti.
İmza atmayı bilen denizciler hemen orada belgeyi imzaladılar.
Siz olsanız ne yapardınız?
Hiçbir şeye karşılık her şeylerini veren Yerliler şimdi soruyor: Suçumuz ne?
63.
Ona bir sadaka ver, kadın,
Zira benzemez hiçbir şeye
Kör olup da
Granada’yı görememenin acısı (Laedri)
64.
Avrupa’nın şımarık çocuğu Hitlerin Yahudileri kadar Çingeneleri de vardı. Her ikisinden de tiksiniyordu Hitler. Her iki milletle de kan üzerine, ölüm üzerine, zulm üzerine hayaller kuruyordu. Yahudiler zaten sicilleri itibariyle ölümü hak ediyorlardı da Çingenelerin de onlardan geri kalır yanı yoktu doğrusu. Çünkü Çingene karanlık kökene, karanlık tene sahipti ve bir şekilde yollardan başka evi olmayan yersiz yurtsuz, lanetli, ahlaksız, hırsız kimseler olmaları onları hem tehlike hem potansiyel ölü yapıyordu.
1944 Ağustosunda Auschwitz emretti ve iki bin sekiz yüz doksan yedi kadın, çocuk ve erkek Çingene gaz odalarında öldüler.
Bir rivayete göre İkinci Dünya Savaşı dönemi Çingenelerin dörtte birinin öldürüldüğü dönemdir.
Yahudiler gibi.
Çingenelerin adı niçin geçmiyor soykırım tarihinde? Medeniyetin Avrupa’sı için Çingenelerin ölmeleri bile ilginç kılmamıştır kendilerini.
Beşeriyetin asi çocuklarına el uzatmak, tıpkı beşeriyetin hain çocukları Yahudilere el uzatmak gibi yine bizlere düşmüştür.
Ne ilginç!...
65.
Hüma için, efsanevi bir kuş diye yazıyor kitaplar. Hint Okyanusu’nda bulunan adalarda yaşadığı söyleniyor. Zheng He mutlaka görmüştür. Çin İmparatoru’nun muhteşem kütüphanesinde bir belgeye, bir ize, bir figüre rastlanır mutlaka. Güvercin büyüklüğünde olup yeşil kanatlı ve kemikle beslenen bu kuş ihtimaldir ki Zheng He’ye gölgesini bahşetmiştir. Üzerinden geçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getirdiğine göre Mükerrem Kemertaş üstadımız da nasiplenmiştir bu nimetten ki “Hüma kuşu yükseklerden seslenir” diyerek bu bilgiye vasıl olduğunun ipuçlarını vermektedir. Bu muhterem kuş ile yine rivayet edenlerin söylediklerine bakacak olursak Hüma’nın gölgesi kimin üzerine düşerse o kimse taç giyermiş. Böylesi bir devlet bahşeden kuşu bilerek öldürenin ise kırk gün içinde öleceğine inanılırmış. Ah bu kırk’a dair duvarlar… Hayranım. Kesretten kinayeye selam edip asla yere basmayan Hüma’yı Aşık Ömer ile selamlayalım:
Baktım gözüne kaşına
Benzettim hüma kuşuna
Ne diyelim? Ola ki başımız üzerinden geçiverir de gölgesi üzerimize düşer. Hoş Ziya Paşa bu yolumuzu da şu beyti ile kapatıvermiş ama Allah’tan umut kesilir mi?
Bi-baht olanın bağına bir katresi düşmez
Baran yerine dürr ü güher yağsa semadan
17 Nisan 2012 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder