Beylik bir ifade ile yazmak yol almaktır. En nakıs haliyle bile yol almak durağan olmaktan iyidir. Yol aldıkça çamur kıvam bulur. Güneşini alır, suyunu kanar, rüzgarına bağrını açar. Yazı dünyaya eğilmek, dünyanın sesini dinlemek, dünyanın sesine ses vermektir. Dünyaya ses, içimizden süzülür de gelir. Rilke'nin dediği gibi içinize dönün ve hem kendinizi hem kainatı okuyun. İçinize dönün ve "var" olmanın lezzetine "varlık" bilincine taşının.
Yazmak sağlar mı bunları?
Yazmasam deli olacaktım diyen Sait Faik sağlar diyor.
Fildişi Kule'den lime lime etlerine kan ve kelime eczasını sunan Cemil Meriç şahitlik ediyor.
Schopenhauer'den İsmet Özel'e Balzac'tan Peyami Safa'ya... Yazmak cinnettir deyip herkesin akıllı olduğunu iddia ettikleri dünyada "şuur"a kapı aralıyorlar.
Yazmak nefes almanın eş zamanlısıdır. Kelimelerle hısımlıktır. Söze kuvvet katmak, katılan kuvvetle ufuklar açmak, açılan ufuklarla "bir dünya"dan "bin dünya"lara taşmaktır.
Yorulmak, ter akıtmak, mutlu olmak, üzülmek, ümid etmek, özlemek ve elbet nefes almaktır yazmak. Zarurete binaendir.
Yazmak akıllı adam işidir nitekim.
Yakamda Rilke ve soruları.
Şimdi, Söyle Rilke: Ne Yazmalıyım?
Zeyl ola:
Bu yazının atıfta bulunduğu yazı: Söyle Rilke: Yazmalı mıyım? başlığıyla şuradadır: http://erciyesgorenhurufat.blogspot.com/2012/01/soyle-rilke-yazmal-mym.html
16 Nisan 2012 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder