Kaç Abi?

Meydandan geçerken acayip bir alışkanlık, feci bir otomatiklik gözüm saat kulesine ilişiyor. Biliyorum saati. Yine de bakıyorum. Biliyorum ekseriye zamanı yanlış gösterdiğini. Gözüm kayıyor yine de. Hastalıklı insanlarız biz. Aşıklar gibi tutkuluyuz. Çıkmaz sokaklarda eseriz de bulvarlar tıkar nefesimizi.

Bu alışkanlık çok ciddi bir başka alışkanlıkla ilişkilendi.
- Saat kaç?
- İsmet Saat kaç?
- ...

Ben anlamam vebali Ebuk'un.
Buldu getirdi bir hikaye, saate bakmaz etti bizi.
Bakınca hemen basıyoruz çığlığı:

İsmet saat kaç?

- Hakkaten saat kaç?

Okuyun, bana hak vereceksiniz. İnanmazsanız saate bakın.
Bakın.

Ebubekir Kurban şöyle diyor:

İsmet saat kaç kitabı çıktı. Herkesin aklına İsmet İnönü geldi. Hatta kitapla ilgili bir takım espriler yapıldı. Şöyle: Mustafa Kemal İnönü'ye soruyor. "İsmet saat kaç?" O da cevap veriyor. "9'u bir geçiyor". MKA, "iyi öyleyse" diyor, "daha 4 dakkamız var."

Tamam espriye bir şey demiyorum. Ama mevzu ile alakası yok. Çünkü kitapta anlatılan İsmet o İsmet değil. Peki kim mi? Onu da siz bulun.


Bu da içeriden olsun:

On Emir
1. Elini hiçbir kâğıda uzatmayacaksın!
2. Söze erken başlamayacaksın!
3. Hiçbir düşünce ileri sürmeyeceksin!
4. Hiçbir şey bilmezmiş gibi görüneceksin!
5. Garip şekilde giyinmeyeceksin!
6. Ellerini masaya dayamayacaksın!
7. Seni baştan savmalarına yol açmamak şartıyla kendine acındıracaksın!
8. Gülümseyeceksin!
9. Bekleyeceksin ve
10. Asla ümide kapılmayacaksın!

"İsmet Saat Kaç" kitabından...